20 Şubat 2017 Pazartesi

Kitap Eleştirisi : Ladesçi

  Türkiye'de kişisel gelişim deyince akla gelen isimlerin başında Üstün Dökmen gelir . Ben de Üstün Dökmen'in ladesçi adlı kitabını eleştirmek istedim .
  Kitap alırken kapağının albenisine kapılmamak gerektiğinin en net örneklerinden biri ladesçi'dir.
Kitabın kapağının göz alıcı olduğunu söyleyemeyiz ancak kapağını açıp okumaya başadığımızda ilk sayfadan son sayfaya kadar hayatın içinden , hayata dair tespit-ül dehşetleri ile kendimizden bir şeyler buluyoruz . Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki yazar bizi anadoludan esintiler eşliğinde anlatıyor .
 Kitapta  Cemil ve Ayvaz'ın cennetşehir kasabasından zenginlik , şöhret umutları ile kopup kendilerini İstanbul'da bulmaları ve iki kez iflas ile sonlanan maceralarının ardından soluğu yine cennetşehir'de almaları sade , anlaşılır bir üslupla anlatılıyor . Kahramanlarımızın İstanbul macerası kendilerine belki zenginlik , şöhret vb. maddiyata dayalı şeyler katmıyor ancak hayata dair birtakım hakikatler öğreniyorlar . Cemil ve Ayvaz yolun başından beri bir şeyler olmak istediler yolun sonunda anladılar ki insan bir şey olmaktan çok bir şey yapmayı istemeliydi .

   Ulaştıkları bu hakikat üniversite mezunu olan olan Cemil' i düşünmeye sevketti ve yeteneklerini , hayattan beklentilerini irdeleyerek şu sonuca vardı : Cemil' in el becerisi vardı ve hayvan sevgisi hat safhadaydı . Kaderin bir cilvesi olsa gerek bu düşünceler içerisindeyken bir gazete haberi gördü . Haberde nesli tükenmek üzere olan mesleklerden olan semercik ile uğraşan Mehmet amca vardı . Cemil bu haberi bir işaret saydı ve doğru Mehmet Amca'nın yanına gitti ve onunla konuştu , Cemil'in yüreği huzurla doldu ve Mehmet Amca'nın yanına çırak olarak girdi . Burada mesleğin inceliklerini , püf noktalarını öğrendi .
  Artık kaybolmaya yüz tutan semercilik mesleğinin bir temsilciside Cemil'di .Cennetşehir'e döndü ve mahalle baskılarına , insanların tepkilerine ve tabiki üniversite mezunu olmasına rağmen semerci dükkanı açtı işini çok seviyordu çünkü bu işi ilgi ve yetenekleri çerçevesinde seçmişti sözün özü işini yaparken saate bakmıyordu . Cemil yereli gözetirken evrenselde düşünüyordu . Dükkandan sonra bir de web sitesi açtı artık insanlar eşeklerinin , atlarının resmini , ölçülerini Cemil'e yolluyor Cemil bunlara göre semerler yapıyorlardı .
Kısa zamanda Cemil beklentinin çok üzerine çıkarak küresel bir ün kazandı . Yolun başında adımlarını zenginlik , şöhret için atıyordu . Sonuç tabiki art arda iflaslar ve hüsran . Devamında stratejisini bütünüyle değiştirdi ve ilgisi , yeteneği ölçüsünde hareket etti , bu onu istediği yere hatta bir adım ötesine taşıdı .
Kitabın sonunda Üstün Dökmen'in kişilerin , olayların hayal ürünü olduğunu söylemesi şaşırtıcı idi . Başyapıt niteliğindeki bu kitap için yazarı kutluyorum sizlerede şiddetle tavsiye ediyorum .

 Sağlıcakla kalın ,
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder