4 Şubat 2017 Cumartesi

Gençlik Pop Yoluna Gidiyor

İlk yazımı sizlerle paylaşmanın tatlı heyecanını yaşıyorum ve ilk yazım olması sebebiyle toplumumuzun kanayan yarası olan gençlik konusunu işlemeyi tercih ettim.

Klişeleşmiş bir gerçek vardır: Bireyin kişisel gelişiminde ailenin önemli rol oynadığı yadsınamaz bir gerçektir. Ebeveynler çocuklarına rol model olurlar. Bunu öğüt vermek yerine örnek olarak gerçekleştirmeleri bireyin gelişimde kilit rol oynar. Ancak ne yazık ki hiçbirimiz çocuklarımıza örnek olmanın kaygısını yaşamıyor bununla beraber onlardan ilgimizi esirgiyoruz. Bu ortamda büyüyen erkek çocuklar ya bilgisayar dünyasına hapsoluyor ya da sigara, alkol, uyuşturucu maddeler vb. şeyler pençesinde harap oluyor. Kız çocuklarda ise bu durum daha büyük felaketlere davetiye çıkartıyor. Ailesinden göremediği ilgiyi dışarıda arıyor ve sonuç malûmunuz: Hüsran...

Gençlik Pop Yoluna Gidiyor

Şimdi de bu ve buna benzer çocukluk dönemi geçiren bireylerin oluşturduğu genç neslin fotoğrafını çekmek istiyorum. Gençliğimizde gözlemlediğim en temel üç sorun şunlardır:
Birincisi hiç şüphesiz sorumsuzluk, ikincisi hoşgörüsüzlük, üçüncüsü ise asosyalliktir. Bahsettiğim bu sorunları aşma yöntemlerine göz atalım...
Yapılan araştırmalara göre ( Araştırmayı ben yaptım :) ) gençlerimizin %97 'sinde sorumluluk bilinci oluşmamıştır. İlk etapta gençlerimizin omuzlarına sorumluluklar yüklemeliyiz, tabi ki bu sorumluluklar üstlerinden gelebilecekleri ölçüde sorumluluklar olmalıdır. Ardından gençlerimize empati yeteneği kazandırmalıyız. Ancak bu sayede hoşgörü sahibi bireyler olabilirler.

Gelelim çağımızın hastalığı olan asosyalliğe, günümüzde gençlerimiz sözde sosyalleşmek adına facebook, instagram ve benzeri mecralarda zamanın büyük kısmını hunharca harcıyor. Bu sorunun üstesinden gelmek için hepimiz başta şunu kabul etmeliyiz; sosyal medya gerçek hayatta sosyalleşemeyenlerin başvurduğu bir mecradır. Bunu kabul ettikten sonra insan ilişkilerimizi geliştirmek, insanlarla kaynaşmak adına dışarıya çıkmalı ve tanımadığımız insanların gözlerinin içine bakarak gülümsemeli ve selam vermeliyiz.

Şimdiye kadar sosyal medyanın azizliğine uğradığımız doğru ama bugünden itibaren sahaya inmememiz için hiçbir sebep yoktur. Çünkü bugün hayatımızın geri kalanının ilk günüdür. Son olarak insan ilişkilerimizi geliştirmek ve hayatı daha doyumlu hale getirmek adına size birkaç tüyo vermek isterim. İlk olarak hayata helal ve haram perspektifinden bakmalıyız. Bu bizi iç huzura kavuşturacaktır. İkinci olarak üzerimizdeki ölü toprağı atmak adına her ay üç yeni insanla tanışmalı, üç yeni kitap okumalı ve yine üç yeni yer gezmeliyiz. Bu bizim ufkumuzu açmakla beraber hayatımızın daha doyumlu bir hale gelmesi ve dünyanın daha yaşanılabilir bir yer olduğunu anlamamız adına atılabilecek önemli bir adımdır.

Sağlıcakla kalın,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder